::::::VeLi TüRkEn:::::: WWW.AZ-191.TR.GG SEVİYELİ VE SINIRSIZ EĞLENCE ADRESİ :::...
  DOĞAN YILLIK ÖDEV
 
Tatlısu balıkları bakımından zengin olan ülkemizin, tatlısu göllerinin olduğu bölgelerde balıkçılık ve turizm gelişmiştir. Türkiye'de 40'ın üzerinde tatlısu balığı türü mevcuttur. Bunları başlıcaları şu şekilde sıralanabilir: ACIBALIK Trakya, Marmara ve Karadeniz'de ağır akışlı akarsular veya göllerde yaşayan acıbalık, bitki ve küçük hayvancıklarla beslenir. Ortalama 5- 6 cm uzunluğunda olan balığın, üreme devresi Nisan-Haziran ayları arasıdır. AFANYUS Ege ve Akdeniz'in sahillerine akan iç sularda yaşar ve nehirlerin yavaş akıntılı veya sakin bölümlerinde yuvalanır. Acı ve tuzlu sulara da uyum gösteren balığın boyu 5-6 cm'dir. Kabuklular ve özellikle su yüzeyindeki sinek-böcek larvalarıyla beslenir. Bahar aylarında üremesini gerçekleştirir ve yumurtalarını su bitkilerinin üzerine bırakır. Akvaryum balığı olarak da yetiştirilir. ANKARA ÇAMURBALIĞI İç ve Doğu Anadolu'nun göl ve akarsularında yaşayan Ankara Çamurbalığı, zeminlerde emdiği çamurdan küçük hayvanlar, böcekler ve larvaları seçerek beslenir. 6-7 cm'ye kadar büyüyebilen balık, sığ suların yüksek ısısına dayanabilir. Mayıs-Haziran ayları arasında yapışkan yumurtalarını kıyıların kumluk ve çakıllarına bırakarak üremesini gerçekleştirirken, tabiatın dengesinin korunmasında rol sahibidir. AYNALI SAZAN Pullu sazanın, “aynalı sazan” olarak adlandırılan yan türleri üretime en elverişli olanıdır. Kolay ürediği için çeşitli yörelerde ve bilhassa baraj göllerinde üretimi yapılmaktadır. Ekonomik değeri çok yüksektir. Çeşitli ülkelerde yılda 200 bin ton sazan üretimi yapılmaktadır. BIYIKLI BALIK Genelde 30- 50 cm . uzunlukta ve 0.5- 2 kg , en çok 3 kg . ağırlıkta olur. Büyüklerine seyrek rastlanır. Oksijeni bol, hızlı akan nehirlerin berrak kum tabanlı bölümlerinde yaşar. Ülkemizin çeşitli yörelerinde türleri bulunur. Mayıs-Haziran ayları arasında üreme yapar ve 5.000-30.000 yumurta döker. Bu devresinde yumurtaları zehirlidir. Eti fazla değerli olmamakla beraber avcılığı yönünden değerli bir balıktır. BODUR YAYIN Güneydoğu Anadolu'daki nehir ve göllerin kumlu, çamurlu zeminlerinde yaşayan, 20-30 ençok 45 cm . boy ve 100-500 gr. ağırlıkta olabilen bir yayın türüdür. Oldukça obur bir balıktır. Omurgasızlar, küçük balıklar, balık larvaları ve kurbağalar da dahil ne bulursa yer. Suların ısı şartlarına göre Nisan-Haziran arasında kumların içine yuva yapan dişi yumurtalarını dökerek bunların oluşmasını bekler. Kılçıksız eti çok lezzetlidir ancak ekonomik değeri bölgeseldir. BÜYÜKBAŞ KAYABALIĞI Trakya ve Karadeniz kıyılarına akan nehirlerde yaygındır. Boyları 12-18, en çok 22 cm . olur. Acısuların taşlık veya sert kumlu zeminlerinde dolaşıp, oradan nehirlerin içlerine girer. Yuva edindiği bölgeye çok bağlıdır, buraya zorla gelen balıklara saldırgan olur. Küçük kabuklular, balıklar ve yumuşakçalarla beslenir. Nisan-Mayıs arası dişiler yumurtalarını ince ipliklerle kumsallara yapıştırır. Erkekler de gözcülük eder. Eti lezzetli ve sağlığa yararlıdır. Ekonomik değeri bölgeseldir. ÇAPAK BALIĞI Marmara ve Karadeniz'in akarsu ve göllerinde, bazı türleri de Ankara ve Kırşehir yörelerinde yaşar. Boyları ortalama 30- 40 cm 'den 70 cm . ve 3 kg 'dan 6 kg 'a ulaşabilir. Kurtlar, böcekler ve yosunlarla beslenir. 10 yıl yaşayabilir. Mayıs-Haziran arası yaklaşık 100 bin yumurta ile üreme yapar. 1 kg 'ın üstündekilerin eti lezzetli, küçükleri ise yem veya av balığı olarak değerlidir. DAĞ ALABALIĞI Çoruh, Ege ve Konya Ereğlisi çevrelerinde dağ göllerinin soğuk, berrak ve temiz sularında yaşar. Zaman zaman nehirlere de girer. Bilimsel olarak dünyamızın son buzul çağında dağ göllerinde kalıp, geliştiği teorisi vardır. Boyu 40-60 cm'den 1 m'ye, ağırlığı da 1-3 kg'dan 14 kg'a olabilir. 3-4 yaşında olgunlaşıp göllerin buzla kaplandığı Ekim-Ocak aylarında yumurtalarını çakıllara bırakır. Dişileri kg. ağırlığına yaklaşık 3.500 yumurta bırakır. Çok lezzetli etinin yanısıra, sertlik ve çevikliği ile avcılığı da değerlidir DERE ALABALIĞI Soğuk, temiz ve hızlı akıntılı nehirlerde çevresine bağlı olarak yaşar. Bölgesine kıskançtır, başka balıkların gelmesini istemez. Boyları 30-40, en çok 60 cm . ve 0.5- 2 kg . ağırlıkta olabilir. Yumuşakçalar ve yavru balıklarla beslenir. Erkekleri 2, dişileri 3 yaşında olgunlaşıp Ekim-Ocak arasında kg/ağırlığına yumurta bırakır. Zaman zaman akıntılara karşı 1.5- 2 cm . sıçrayarak yüzer. En değerli tatlısu balıklarından biridir. Lezzetli ve yararlı etiyle ekonomik değeri çok yüksektir. DERE KAYABALIĞI Ülkemiz akarsularında çeşitli türleri yerine göre adlar alır. 5-6 yılda yavaş büyüyerek 12- 20 cm . boya ulaşır. Fazla hareket etmeden sualtında yatarak ömür geçirir. Nisan-Haziran'da 120- 1800C sularda haftalık aralıklarla ürer, dişileri 1.000-3.000 yumurta verir. Eti lezzetlidir. Büyük balıkları avlamakta yem olarak da kullanılır. DERE PİSİSİ Nehirlerin denizlere karışımı acısu bölgelerinde veya akarsuların daha içerlerinde yaşayan bir Pisi türüdür. Akdenizde fazla rastlanır. Az akıntılı suların kumsal diplerinde fazla hareket etmeden yaşar. Ortalama 25-30, en çok 50 cm . boyda olur. Etçil bir balıktır. Bulunduğu bölgenin su ısısına göre değişik olarak Şubat-Mayıs arasında ürer ve 800.000 yumurta bırakır. Eti çok lezzetli ve ekonomik değeri yüksek bir balıktır. DİKENCE Denizlerin kıyı kesimlerinde, nehirlerin denize karışımı acısu bölgelerinde ve zaman zaman nehirlerde yaşayan küçük bir balıktır. Boyu 7- 9 cm . olup vücudu kalın pullarla kaplıdır. Çeşitli renklerinin güzelliği ve 300-1.000 dolayında yumurtasının erkek balık tarafından bir yuva yapılarak korunması, dikenceyi dikkat çekici hale getirir. Ekonomik bir değeri yoktur EGREZ BALIĞI Kuzey Ege, Marmara, Trakya ve Göller Bölgesi'nde yayılış gösterir. Düz ve ağır akışlı suların, kum, çamurlu zeminlerinde yaşar. Boyları 25- 35 cm . en çok 50 cm . ve 450-500 gr. ağırlıkta olur. 3-4 yaşında olgunluğa erişip Mayıs-Haziran arası üreme yapar. Etinin güzelliği ve bolca avlanılmasıyla ekonomik değeri vardır. GAMBUSYA Anavatanı Amerika Birleşik Devletleri'nin güney bölgelerinden sivrisinek ve sıtma mücadelesi için ülkemize getirilmiştir. Durgun, sığ ve sıcak sulara çok toleranslıdır. 0'dan +300C'a dayanabilir. Özellikle sivrisinek larvalarıyla beslenir. Ayrıca yosunlar ve kabukluları da yer. Erkekleri 3- 5 cm . dişileri 6 cm . olur. Nisan-Ekim arasında erkekleri spermlerini dişinin üreme boşluğuna bırakır. 30 günlük hamilelikten sonra dişi yaklaşık 60 yavru doğurur. Tabiat dengesi ve sağlığa yararı ile çok değerlidir GÖKKUŞAĞI ALABALIK Kuzey Amerika kökenlidir. Yetiştirilmek üzere dünyaya yayılmış, bu arada ülkemize de getirilmiştir. Temiz, oksijeni bol sularda yapay yemler veya küçük balıklarla beslenebilen, yetiştirilmeye en çok uyum gösteren, tuzlu deniz suyuna da toleransı olan bir alabalık türüdür. Erkekler 2, dişileri 3 yılda olgunlaşıp kg/ağırlığına yaklaşık 1.000-5.000 yumurta verir. Denizde yetiştirilenleri daha çabuk büyüme gösterir. Etinin lezzeti ve bol üretimiyle ekonomik değeri çok yüksektir. GÖL ALABALIĞI Kuzeybatı Anadolu, Abant ve Yedi Göller Bölgesi'nde yayılış gösterir. Çeşitli türleri vardır. Türüne göre renk, boy ve beslenme farklılıkları gösterir. Genelde temiz, bol oksijenli soğuk sularda fazla gezinmeden planktonlar, dip hayvanları ve küçük balıklarla beslenerek yaşar. Boyları ortalama 25-40, yabanlarında 60- 70 cm . olabilir. Eylül-Ocak arasında üreme yapar. Yumurtalarını dipteki çakıllara yapıştırır. Üretimi yapılmaz. Eti çok lezzetli, ekonomik değeri bölgeseldir GÖRDEK Kızılgöz ailesindendir. Kuzey Ege, Marmara ve Trakya'da fazla hareketli olmayan akarsuların zengin bitkili kıyı bölgelerinde yaşar. Kış aylarını daha derince sularda geçirir. Kurtlar, böcekler, kabuklular ve böcek - sinek larvalarıyla beslenir. Boyu 15-20, en çok 25 cm . olur. Nisan-Mayıs arası ürettiği yumurtalarını bitkilerin arasına bırakır. Besin yönüyle değersizdir, fakat av yemi olarak değerlenir. GÜMÜŞ Denizlerimizde yaygın olan gümüş balığının Sapanca, İznik ve Köyceğiz göllerinde yaşayan bir türüdür. Sıcak sularda böcek larvaları ve sualtı hayvancıklarıyla beslenerek yaşar. Mayıs - Eylül arasındaki üreme devresinde yaklaşık 600 yapışkan yumurtasını kumlu, çakıllı zeminlere bırakır. Su yüzeyine yakın sürü halinde dolaşırken su kuşlarına yem olur. Eti yenebilir. Daha çok balık üreticiliğinde yem veya balık unu endüstrisinde değerlenir. GÜMÜŞ HAVUZBALIĞI Trakya ve Doğu Karadenizin yumuşak zeminli, bol bitkili akarsularında yayılış gösteren bir Carrasius türüdür. Büyümesi daha hızlı olup 3-4 yaşında 15-20 cm'e erişir. Daha büyüklerine de rastlanır. Mayıs-Haziran arası 160-380.000 yumurta döker. Bazı hallerde bu yumurtaları Sazan ve diğer havuz balıklarının döllediği de olur. Eti yenebilir. Havuz veya akvaryumlarda süs balığı olarak yaşatılır. GÜMÜŞ SAZAN Diğer sazan türleri gibi güneydoğu asya kökenli bir balıktır. Ortalama 100- 120 cm . boy ve 20 kg . ağırlığa erişirler. Fido planktonlarla beslenir. 3 yaşında cinsel olgunluğa erişip, 20o-22o C.'de ve üstündeki sularda kg. ağırlığına oranla 140.000 yumurta verir. Yağsız ve lezzetli eti Çin'de değerli bir yiyecektir. Bu nedenle ülkemize de getirilerek araştırma enstitülerinde hayat uygulama ve üretme şartları incelenmektedir. HAVUZ BALIĞI Marmara Bölgesi, Kızılırmak, Yeşilırmak deltaları ve Çoruh havzasında yayılış gösterir. Boyları 15-25, en çok 45 cm . ve 2- 3 kg . ağırlıkta olur. Su içindeki otlar, dip hayvanları ve sinek larvalarıyla beslenir. Sazana benzer ve akrabadır. Mayıs-Haziran arası 140- 200C sularda 150-300.000 yumurtasını 2-3 defada otların üzerinde bırakır. Suyun kirliliği ve oksijen değerine toleranslı bir balıktır. Büyüklerinin eti lezzetlidir. Batı ülkelerinde üretimi de yapılmaktadır. HOROZBİNA Marmara, Ege ve Akdeniz akarsular ve bunların deniz karışımı acısu bölgelerinde yaşar. Boyları denizde yaşayanlara göre daha küçüktür. 8-12, en çok 15 cm , Akdenizdeki türleri 20 cm'e ulaşabilir. Su altındaki küçük hayvanlar veya böcek larvalarıyla beslenir. Yaz aylarında üreyip yumurtalarını taşlar ve midye kabukları arasına ustaca gizler. Çıplak ve pulsuz derisi yapışkan bir sıvı ile kaplıdır. Ekonomik bir değeri yoktur. İNCİ BALIĞI Pullarından yapay inci yapılması ismini verir. Ülkemizde çeşitli türleri yaşar. Boyları 15- 20 cm . olur. Manyas ve Ulubat göllerinde bolca bulunur. Planktonlar, kurtlari böcek larvaları ve su yüzeyindeki sinekleri yakalayarak beslenir. Nisan-Mayıs arası üreyip yapışkan yumurtalarını nehirlerin giriş veya çıkışındaki kıyıların kumluklarına bırakır. Eti lezzetli sayılır. Bölgesel değerlenir. Orta Anadolu'da Gökçe, Van çevresinde Darah ismiyle anılır. KABABURUN Çeşitli türleriyle ülkemizde yaygındır. Göl ve nehirlerin giriş, çıkışlarının dibe yakınlarında çakıllı bölgelerde yaşar. Boyları 25-40, en çok 50 cm . olur. Taşlara yapışık yosunlar, bitki kökleri ve dip hayvanlarıyla beslenir. Mart-Mayıs ayları arası ürer ve 100.000'e yakın yumurtasını çakılların üstüne yapıştırır. Farklı türleri bölgelere göre çeşitli şekillerde değerlendirilir. KADİFE BALIĞI Kuzey bölgelerimizin bol bitkili durgun ve yavaş akıntılı sularında yaşar. Genelde 30- 40 cm . en çok 60- 70 cm . olur. Planktonlar, küçük balıklar ve yumuşakçalarla beslenir. Gündüzlerini dipte geçirip geceleri avlanır. Mayıs-Haziran arası üreme yapar. Eti lezzetlidir. Sazan yetiştiriciliğinde yardımcı olarak düşünülen bir balıktır. Sportif yönü zevklidir. KAYABALIĞI Karadenize akan akarsuların diplerinde fazlaca rastlanan, hayatı diğer kayabalıklarıyla benzerlik gösteren, boyları en çok 11- 12 cm . olabilen bir balıktır. 2-3 yaşlarında olgunlaşan dişileri topluca yumurta verir. Erkekler de nöbet tutarak yumurtaları bekler. Yumuşakçalar ve küçük karideslerle beslenir. Tatlısulara girişinde böcek larvaları da yer. Tabiat dengesi balığıdır. Sportif veya ekonomik yönü olmayan bir türdür. __________________ KIRMIZI HAVUZBALIĞI Biyolojik hayatı diğer havuz balığı türleri gibidir. 15- 20 cm . boyu ve renginin güzelliği ile eski çağlardanberi havuzların, şimdilerde de akvaryumların klasik ve kıymetli balığıdır. Çin'de ve Japonya'da üretilen çeşitli türleri ve formları vardır KIZILGÖZ Karadeniz, Trakya, Marmara ve Kuzeybatı Anadolu'nun sahil bölgelerindeki nehirlerde yaşar. 25-30, en çok 50 cm 'e büyür. Kızılkanatla büyük benzerliği vardır. Küçük canlılar ve bitkilerle beslenir. Bahar aylarında ürer ve 50-100.000 yumurta bırakır. Eti değerli olmadığı için daha ziyade yem olarak kullanılır. Nehir ve kıyılardaki yırtıcı balıklar ve kuşlar için de iyi bir besindir. KIZILKANAT Kuzey Anadolu'da soğuk olmayan ağır akışlı nehirler, göl ve göletlerin yumuşak tabanlı zeminlerinde yumuşakçalar ve bitkilerle beslenerek 10-11 yıl yaşar. 20- 40 cm . boy ve 200-400 gr. ağırlıkta olur. 3-4 yaşında olgunlaşıp kg/ağırlığına 600.000 yumurta döker. Eti lezzetli fakat çok ince kılçıklı olduğu için makbul değildir. Turna gibi yırtıcı balıklar için değerli yemdir. KOCAAĞIZ Trakya, Marmara ve Kuzey bölgelerimizin hızlı akarsularında yaşar. Ortalama 60-80, en çok 100 cm . boy ve 2- 4 kg .'dan 10 kg . ağırlığa erişebilirler. Etçil bir balıktır, su içindeki her türlü hayvanla beslenir. Erginler, yalnız dolaşır. Cinsel olgunluğa 4-5 yaşlarında ulaşıp Nisan-Temmuz arasında 80-100.000 yumurta verir. Az lezzetli eti nedeniyle ekonomik değeri bölgeseldir. Buna karşılık olta avcılığı çok zevkli bir balıktır. Hayat karakteri bu balığın aynı olan “Aps. vorax” türü Fırat ve Dicle nehirlerinde yaygındır. Sis balığı olarak tanınır. Boyları 40 cm . olur. KOLYOZ BALIĞI Marmara, Kuzey Ege ve Karadeniz'in doğusundaki akarsu ve göllerin yüzeyinde yaşar, zaman zaman da nehirlerin denzile karışımı acısu bölgelerine iner. Böylece acısu ve tatlısular arasında göçler yapar. 15- 30 cm . boyunda olabilir. Planktonlar, sinek larvaları (sivrisinek) ve küçük canlılarla beslenir. Mayıs-Haziran arasında 15-25.000 yumurtasını taşlık, çakıllık, dere kenarlarına bırakır. Yıllar öncesi “Chalealburnus Chalcoides İstanbulensis” türü Haliç'te Kağıthane deresinde yaşardı. Eti lezzetli, bölgesel değeri olan bir balıktır. KÜÇÜK KAYABALIĞI Karadeniz kıyılarına akan nehirlerin küçük kabuklular ve yosunlarla kaplı zeminlerinde acısu-tatlısu karışımı sahillere yakında yaşar. Boyu 18-22, en çok 25 cm . olur. Yumuşakçalar ve özellikle kabuklularla beslenir. Nisan-Mayıs arası dünyaya gelen yavrulara erkek bekçilik yapar. Diğer kayabalıkları gibi eti beyaz, lezzetli ve yararlıdır. Ekonomik değeri bölgelere göre değişir. LEVKİT BALIĞI Karadeniz'in doğu ve batısıyla Trakya'daki nehirler ve bu nehirlerin denizle karışımı acısu bölgelrinde yaşar. Genelde 40-50, en çok 70 cm . boy ve 5 kg . ağırlıkta olabilir. Küçük balıklar, kurtlar ve böcek yumurtalarıyla beslenir. Nisan-Mayıs aylarında nehirlerin içlerine ve göllere girerek üreme yapar. Etinin gıda yönüyle ekonomik değeri olduğu gibi amatör olta avcıları için de kıymetlidir. LEVREK Kuzey bölgelerimizdeki akarsu ve göllerle, bunların denizle ilişkili acısu bölgelerinde yaşar. Boyu 20- 35 cm . en çok 50 cm . olabilir. “Fazla göç etmeyen; yumuşakçalar, küçük balıklar” ve balık yumurtalarıyla beslenir. 70- 80C sularda Mart-Haziran arası üreme yapar. Beyaz ve lezzetli etiyle taze olarak tüketildiği gibi olta avcıları için de değerli bir balıktır. MİNİ İNCİ BALIĞI Trakya bölgesindeki akarsularda yayılış gösterir. 7-10, en çok 14 cm . (dişileri) boyunda olur. Suyu berrak, oksijeni zengin akarsu ve göllerin dibi çakıllı bölgelerinde, su yüzeyindeki böcekler, sinekler, dip hayvancıkları ve balık yumurtaları yiyerek yaşar. Küçük, hareketli ve kurnaz bir balıktır. Mayıs-Haziran arası yaklaşık 1.000 yumurtasını taşlara yapıştırır. Üreme devresinde başının üstünde inci benzeri pullar oluşur. Alabalık yumurtalarını aşırı tüketmesi ile zararlı bir canlı sayılır. NOKTALI İNCİBALIĞI Karadeniz, Trakya ve Marmaradaki akarsularda yaygındır. Boyları 9-13, en çok 16 cm . olur. Temiz ve hızlı akan suların dibe yakınlarında, zaman zaman akıntılara karşı yüzerek yaşar. Küçük planktonlar ve dip hayvanlarını yiyip, su yüzeyindeki sinekleri avlayarak beslenir. Mayıs-Haziran arası üreyerek yumurtalarını kumlu, çakıllı sahillere bırakır. Avcılıkta yem olarak kullanılması yanısıra, tabiattaki değeri daha önemlidir. OT SAZANI Ot balığı olarak da tanımlanır. 2000 yıldan beri Çinde sazan üretimi ile beraber yetiştirilir. Anayurdu Çinden dünyaya yayılan, bu arada ülkemize de getirilen bir kültür balığıdır. Ortalama 40- 80 cm . boy ve 2- 5 kg . ağırlıkta olur. En çok 12- 30 kg . ağırlığa ulaşabilir. Otobur bir balıktır. Günde ağırlığının yüzde 120'si kadar ot yer. Bu nedenle havuzlarda ot mücadelesi için mükemmel bir canlıdır. 5-6 yaşlarında olgunluğa erişir ve kg/ağırlığına 120.000 yumurta verir. 6- 10 cm .boya eriştikkten sonra sadece bitkilerle beslenir. Ülkemizde henüz tüketim değeri yoktur. PULLU SAZAN 13.-14. yüzyıldan beri kültür üretimi yapılan, kolay yetişen, eti lezzetli ekonomik değeri çok yüksek bir balıktır. 3-4 yaşlarında olgunlaşıp 200-300.000 yumurta verir. Ortalama 30- 40 cm . Boy ve 500-1000 gr. Ağırlıkta olur. Sportif avcılığı değerlidir. Su böcekleri, kurtlar ve diğer hayvanlarla beslenir. SARDALYA İlk kez Rusya'nın Abrau gölünde bulunmuş, 1943'te de ülkemizde Ulubat gölünde rastlanmıştır. İznik Gölü'nde de yaşamaktadır. Boyları 7-8, en çok 12 cm . olan, sürü halinde dolaşan bir Ringa/Tirsi türüdür. Planktonlar, küçük su hayvanları ve omurgasızlarla beslenir. 2-3 yaşlarında olgunlaşıp 10- 140C sularda Haziran-Ekim aylarında yumurtalarını açık suya bırakarak ürer. Eti bölgesel olarak tüketilir. Daha ziyade Alabalık yetiştiriciliğinde yem olarak değerlendirilir. SOMON Anayurdu Kuzey Amerika'dan dünyaya yayılmış, üretilmek üzere ülkemize getirilmiştir. Boyu ortalama 60- 100 cm , ağırlığı da 3- 15 kg . olabilir. 150 cm'ye ulaşanları olur. Hızlı akarsuların, oksijeni bol temiz sularında yaşar. Doğal yetişenleri 2 - 3 m . yükseğe atlaya sıçraya yüzerek, 2-3.000 km'lik nehir kaynaklarına ulaşıp burada Ekim-Kasım arası üreme yapar. Yavrular tekrar acısulara iniş yapar. Yetişkinleri denize de uyum gösterir. Etoburdur. Böcekler, sinekler, kabuklular ve irili ufaklı balıklarla beslenir. Tatlısu balıklarının eti en lezzetli olanıdır. Ayrıca yumurtasından kırmızı havyar elde edilir. Ekonomik değeri çok yüksektir. SUDAK Marmara ve Karadeniz ile Göller Bölgesi'nde 10-15 yıl yaşayan, 40-70 cm'den 130 cm . boy ve 1-5 kg'dan 12 kg . ağırlıkta olabilen hareketli, avcılığı zevkli bir balıktır. Kendinden küçük balıklarla beslenir. Nisan-Mayıs arasında 200.000-1.000.000 yumurta vererek ürer. Gündüzlerini dipte geçirip, avlanmak için sabah erken veya akşam üzerleri su yüzeyine çıkar. Etinin deniz levreğine yakın lezzeti ve bol verimliliği ile ekonomik değeri çok yüksek bir tatlısu balığıdır. SİYAH SAZAN “Çamur Sazanı” da denir. En çok 80 cm . boya ulaşır. Sakin akan nehirlerin çamur veya kumlu zaminlerinde, derinlerde kabuklular ve yumuşakçalarla beslenerek yaşar. Eti lezzetlidir. Çin'de üretimi yapılmasına karşın ülkemizde hayatı ve değerlendirilmesi henüz araştırılmaktadır. TAHTA BALIĞI Marmara Bölgesi'nde ağır akışlı nehirlerin sıcak, sığ ve bitkisi bol bölümlerinde yaşar. Göllerde de hayat gösterir. Planktonlar, küçük canlılar ve bitkilerle beslenir. Mayıs - Temmuz arası üreme yapar. Çok yavaş büyür. 3-5 yaşlarında 10-12, en çok 25- 35 cm . olabilir. Eti çok kılçıklı ve lezzetsizdir. Genelde “ekon balıkları”nın yetiştiriciliğinde yem olarak kullanılır. TAŞALTI BALIĞI Kuvvetli akan dere ve ırmakların berrak sularında taşlar arasında yaşar. Boyları ortalama 12- 13 cm , en çok 20 cm . olur. Su içindeki yavru balıkları, bitkiler ve özellikle alabalık yumurtalarıyla beslenir. Tatlısu levreği ve turna balığı için de kendisi yem olur. Üreme devresi Şubat-Mayıs arasıdır. Eti gevrek ve lezzetlidir. TAŞISIRAN BALIĞI Yavaş akıntılı nehirler veya göllerin suyu berrrak, kumlu zeminlerinde yaşar. Çeşitli türleri vardır. 5- 12 cm . boyda olabilen taşısıran gününü kumlu diplerde geçirip geceleri avlanır. Küçük organizmalar ve hayvanlarla beslenir, bu arada avlarıyla birlikte kumlarıda ağzına alarak çiğner. Nisan-Haziran arası ürer, yapışkan yumurtalarını taşlara, köklere, bitki saplarına bırakır. Taşısıran balıkları tabiat dengesi yönü ile değerlidir. TATLISU KEFALİ Ülkemizin çeşitli bölgelerinde yaygın olan, hızlı akan dere veya nehirlerde, 7-10 yaşlarında 30- 40 cm . boy ve 600-1.000 gr. ağırlığa erişen bir Kefal türüdür. Yavru safhasında küçük kurtlar, karides ve böcek yavrularıyla beslenirken büyüyünce ot da yer. Yaşlandıkça yırtıcı olup kurbağa ve sıçrayarak su dışındaki kelebekleri de yiyebilir. Nisan-Haziran arası 45-50.000 yumurta dökerek ürer. Etinin lezzetsiz ve değersiz oluşuna karşı avcılığı çok makbuldür. TRAKYA LEVREĞİ Trakya'nın Karadeniz sahillerine dökülen ağır akışlı nehirlerle bunların deniz bağlantılı acısu bölgelerinin kumlu zeminlerinde sürü ile yaşar. Boyları 18- 35 cm . olur. Kurtlar, balık yumurtaları, küçük kabuklular ve sinek larvalarıyla beslenir. Oburluğu diğer değerli balıkların besinleriyle yumurta ve larvaları için zarar vericidir. Üremelrini Nisan - Mayıs arasında yapar. Eti lezzetlidir. Bol avlanılması tabiat için yararlı olur. TURNA BALIĞI Karadeniz'e akan nehirlerin berrak ve bol bitkili sularında ve çeşitli göllerimizde yaşar. Tatlısu balıklarının en hareketlisi ve en yırtıcısıdır. Tüm balıklara, hatta yaban ördeklerine saldırır. Kendi yavrularını da yediği olur. Hayat şartları elverirse 20-25 yıl yaşar. Erkekleri en çok 100, dişileri ise 150 cm 'e kadar büyür. 2-3 yaşından itibaren ilkbahar aylarında yaklaşık 200.000 yumurta vererek üremeye başlar. Genç ve küçüklerinin (1- 3 kg .) eti lezzetlidir. Spor avcılığının en ünlü balıklarındandır. YAYIN Akarsu ve göllerde yaşayan balıkların en büyüğü ve aynı zamanda en uzun yaşayanıdır. Ortalama 1-2m den 3m.'ye kadar boy ve 150 kg . ağırlığa erişebilir. 35-40 yıldan 100 yıla kadar yaşayabilir. Yavaş akan nehirler, göllerde dipte hareketsiz yatarak yaşar. Etobur bir balıktır. Su altındaki bütün hayvanları yiyebilir. Mayıs-Haziran arasında gece sessizliğinde yumurta döker. Dişileri ağırlığına oranla kg. başına 7000-25.000 yumurta dökerler. Tatlısu balıkları içinde eti en lezzetli balıklardan biridir. Ekonomik değeri çok yüksektir. YILAN BALIĞI Erkekleri 35- 50 cm , dişileri 45- 100 cm . olabilen hem tatlı, hem de tuzlu sularda yayılış gösteren bir balıktır. Doğumu ve üç yıllık gelişmesinden sonra tatlı sulara girer. 8-20 yıl buralarda kaldıktan sonra tekrar üremek için Atlas Okyanusunda Sargossa denizine yönlenirler. Burada 70- 100C sularda yaklaşık 1.000- 3.000 m . derinlerde milyonlarca yumurta dökerler. Dönüşü başarabilen yavrular tekrar acısu bölgelerine gelirler. Yırtıcı ve obur bir canlıdır. Yumuşakça, kabuklular ve balıklarla beslenir. Etinin lezzeti yanında yetiştirmeye uygunluğu ile ekonomik değeri çok yüksektir. __________________ Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler? VAŞAK (Felis lynx) Kayalik ve ormanlik bölgelerde yasarlar Çok yirtici hayvanlardir; tavsan, geyik, keçi ve kemirgenlerin yanisira herçesit evcil hayvana da çekinmeksizin saldirirlar Diger kedilerin aksine yiyeceklerinden daha fazla birey öldürürler (Sadece uçanlar ve kaçanlar kurtulurlar) Çanakkale, Kastamonu, Artvin, Siirt, Hakkari, Bitlis, Bingöl, Izmir, Mugla, Antalya ve Bolu'da halen görüldüklerine dair kayitlar vardir Yasayla korunmalarina ragmen çok degerli olan postlari için kaçak olarak avlanirlar Sayilarinin çok azaldigi tahmin edilmektedir (Ben diyim 500, siz diyin 1000 tane) Bir alt tür olan ve sadece Dogu Karadeniz bölgesinde -bir zamanlar- bulunan "Benekli Vasak"tan uzunca bir süredir haber alinamamaktadir (Oglum Benekli Vasak Eger hala yasiyorsan, sakin sesini çikarma! ) Baska bir alt tür olan "Step Vasagi" ise daha kalender bir hayvandir Orman ve agaç diye tutturmaz; kaya kovuklarinda ve inlerde de yasayabilir Diger akrabalarina nazaran daha ufak tefek olduklarindan dolayi tavsanlarla ve kemirgenlerle yetinirler Izmir, Mugla, Antalya, Adiyaman, Adana, Kahramanmaras ve Malatya'da nadir olarak bulunduklarina dair kayitlar vardir Daha baska bir alt tür olan "Bataklik Vasagi" ise, adindan da anlasilacagi üzere, sulak bölgelerdeki dikenlikler, çaliliklar ve kamisliklar arasinda yasar Orta büyüklükte bir köpek iriligindedirler Su kuslarinin, tavsanlarin, farelerin ve diger kemirgenlerin korkulu rüyasidirlar Belesçi bir tabiatlari vardir; tilkilerin ve porsuklarin yuvalarina sahiplenirler Izmir, Mugla ve Antalya'nin bataklik bölgelerinde; buralardaki nehir ve göl kenarlarinda; Göller Bölgesi ve Sultansazligi bölgelerinde numunelik olarak az sayida yasamaktadirlar Soylari tükenmeye yüz tutmus olup yasayla korunmaktadirlar "Arap Vasagi" ise ülkemizin Iran ve Irak sinirina yakin bölgelerindeki sulak ve agaçlik alanlarda yakin zamana kadar yasiyordu Suriye ve Irak'ta hala az sayida da olsa yasiyorlarmis Allah onlara uzun ömür versin artik Tüm vasak türleri olaganüstü hareketlidirler Görme ve koku alma duyulari çok gelismistir Kisa mesafede iyi kosarlar, çok iyi siçrarlar ve yüzerler Ayrica çok iyi kafa ve uçan tekme atarlar Prensip olarak yalniz yasarlar; ancak büyük avlar için sürü kurduklari da nadiren olur Bununla birlikte insanlara karsi bir terbiyesizlikleri görülmemistir Bilakis, insanlar Iran ve Hindistan'da vasaklari av için kullanirlar LEOPAR = PARS = PANTER (Panthera tulliana) Çok degil, 100 yil öncesine kadar ülkemizde çok sayida yasiyorlarmis Trakya, Kuzey Marmara ve Dogu Karadeniz hariç bütün bölgelerimizde yasadiklarina dair kayit ve gözlemler bulunmaktadir Halen Güney Ege, Bati Akdeniz ve Hakkari'de zaman zaman görülmekte olduklarina dair duyumlar alinmaktadir Zaman zaman yerel pazarlarda satisa sunulan postlar görülebilmektedir Avlanmalari yasaktir; ancak is isten geçmis gibi görülmektedir Ülkemizde son olarak 17 Ocak 1974 tarihinde Beypazari'nin (Ankara) Bagözü köyü yakinlarinda bir tane görülmüs ve köylülerce vurularak öldürülmüstür HAZAR KAPLANI (Panthera tigris virgata) Hint, Çin, Sumatra ve Sibirya kaplanlarina nazaran daha küçüktürler Küçük dediysem yanlis anlamayin, yine de vurdu mu devirirler Geyik, yaban sigiri, yaban keçisi ve bunlardan küçük her canliyi yalayip yutarlar On metreye kadar siçrayabilir, agaçlara çikabilir ve yüzebilirler Amuda kalkabilir ve ters takla atabilirler Estetik yaratiklardir; bence aslandan daha kral bir hayvandirlar Orman, savan ve kayalik yerlerde bulunurlar Kökenleri Hazar Gölü çevresi, Iran ve Afganistan'dir Buralarda hala az da olsa bulunurlar Ülkemizde ise Siirt ve Hakkari illerinde (Sirnak, Uludere ve Çukurca arasindaki üçgen), Irak sinirindaki daglarda ve vadilerde yakin zamanlara kadar bulundugu anlasilmaktadir Son olarak Subat 1970'de Hakkari'de (Uludere) Sehit Sen isimli bir köylü tarafindan 122 cm gövde uzunlugunda bir erkek birey vurulmustur Bu kaplanin postu 3 yil sonra yörede bitki arastirmalari yapan Istanbul Üniversitesi Eczacilik Fakültesi ögretim üyesi Prof Dr Turhan Baytop tarafindan Istanbul'a getirilmistir (Ali Üstay Kolleksiyonu) Prof Baytop bu bulgusunu 1974 yilinda Münih'teki "Saugetierkundlic he Mitteilungen" isimli bilimsel dergide yayimlamis ve makalesinde daha önceki yillarda da Uludere ve Sirnak bölgelerinde 8 adet kaplanin vuruldugunu köylülerden duydugunu yazmistir Bu tarihten sonra hiç görülmemistir 33 yildir görülmemesi hayra alamet olmasa gerektir Bununla birlikte bölgenin kirsalinda yasayanlar tarafindan hala görüldügü kimi zamanlar ihbar edilmektedir Kuzey Iran'in Türkiye sinirina yakin olan bir bölgesinde zoolog Paul Joslin tarafindan 1974 yilinda bulunan 17 cm genisligindeki ayak izi gözönüne alinirsa bu ihbarlarin dogru olabilecegi düsünülebilir IRAN ASLANI (Panthera leo persica) "Iran Aslani", aslan familyasinin en batiya ulasmis alt türüdür 13 yüzyil baslarina kadar ülkemizde, özellikle Orta, Dogu ve Güneydogu Anadolu'da çok sayida yasamislardir Suriye sinirinda 1905 yillarinda görüldügüne dair kayitlar vardir Bu tarihlerden itibaren hiç görülmedikleri için ülkemizde soylarinin tükenmis olduklari kabul edilmektedir ÇITA (Acinonyx jubatus) Ülkemizde (özellikle Güneydogu Anadolu) geçen yüzyilin sonuna kadar makul sayida bulundugu bilinmektedir Nitekim, Anadolu ve Ortadogu'da zoolojik arastirmalar yapan Sir Danfors, Birecik'in (Urfa) güneyinde bir yerel seyhin kendisine canli bir çita hediye ettigini notlarinda belirtmektedir (Sene 1879) Ayrica 15, 16 ve 17 yüzyillara ait, padisahlarin av sahnelerini gösteren minyatürlerin bir çogunda av için yetistirilmis boynu tasmali çitalar görülmektedir Yari çöl, açik çayirlik ve küçük çaliliklarla donatilmis alanlarda yasayan çitalarin ülkemizde soylarinin tamamen tükendigi anlasilmaktadir YABAN KEDISI (Felis silvestris) Evlerimizde mincikladigimiz kedilerin ormanlarda yasayan akrabalaridir Bunlari minciklamak pek mümkün degildir; zira yanlarina kimseyi yaklastirmazlar Türkiye'nin kuzeyindeki ormanlarda; daha az miktarda da bati ve güneyde yasarlar Agaç ve kütük kovuklarinda ve kaya yariklarinda barinir; tavsanlari ve kemirgenleri avlarlar AKDENIZ FOKU (Phoca monachus) Akdeniz ve Karadeniz'de yasayan tek fok türüdür ve sayilari çok azalmistir Akdeniz'de en fazla ragbet ettikleri ülke Türkiye'dir Kariyi, pardon karayi severler Dinlenmek ve uyumak için karaya çikarlar, karada aga-nigi yaparlar ve karada dogururlar Arada sirada da ayip olmasin diye denize girerler Denizde olduklarinda genellikle sarp ve ulasilmasi zor magara ve kayaliklarin yöresini tercih ederler Her çesit balik ve ahtapot yerler Aglara zarar verdikleri ve aglardaki baliklari lüpledikleri için balikçilar tarafindan pek sevilmezler Uluslararasi koruma altina alinmislardir Ülkemizde en çok görüldükleri yer Foça'dir Yanisira Antalya, Mugla ve Içel sahillerinde de görülürler Karadeniz'de son kayit 1987 yilinda Karadeniz Ereglisi'nden verilmistir Balikçilar tarafindan sürekli katledildiklerinden dolayi; bunu yanisira yasam alanlarinin turizme açilmasindan ve çevre kirliliginden ötürü soylari tükenme tehlikesi içindedir ASYA YABAN ESEGI (Equus hemionus) Yukari Mezopotamya kökenli bir hayvandir Asur, Babil ve Sümer devletleri tarafindan askeri amaçlarla kullanilmislardir Yine bunlar tarafindan Afrika Esegi (Equus africanus) ile çiftlestirilerek "evcil esek" elde edilmistir Ortaya çikan bu güçlü ve dayanikli hayvani tarimda kullanarak zengin bir uygarlik kurabilmislerdir Bugün genleri evcil eseklerle karismis olmakla birlikte Irak ve Iran sinirina yakin yari sulak bölgelerde dogal popülasyonlarinin yasayabildigi düsünülmektedir AFRIKA ESEGI (Equus africanus) M Ö 6000 yilindan itibaren Nil Vadisi'nden Arabistan'a ve Anadolu'ya, oradan da Avrupa'ya yayilmistir Ekonomik degeri yüksek oldugu için insanlar tarafindan hep aranan bir hayvan olmustur Güçlü ve dayanikli bir hayvan oldugundan dolayi tarimda ve ulastirmada kullanilmislardir Seker ve protein açisindan çok zengin olan sütü tarih boyunca degerli bir içecek olmustur Derisi parsömen yapiminda kullanilmistir Eti günümüzde bile Ortadogu'da bazi topluluklar tarafindan sevilerek yenmektedir Gözleri sairlere ilham kaynagi olmustur Soylari tükenme tehlikesiyle karsi karsiyadir Popülasyon yogunluklarini en yüksek ülke olan Somali'de korunma altina alinmislardir Güneydogu Anadolu bölgemizde nadir olarak bulunabilecegi tahmin edilmektedir YABANI AT (Equus przewalskii) Kökeni Mogolistan'dir M Ö 4000 yillarinda Mezopotamya ve Çin'de evcillestirilmis ve buradan da Avrupa'ya yayilarak insanogluna büyük yardimlarda bulunmustur Fazla yagmur aldigi için çok agirlasan ve tarim yapilmasi çok güç olan Avrupa topraklarinda atin ve sabanin birlikte kullanilmasi ile "ürün patlamasi" olmus ve böylece insan nüfusu belli bir miktarin üzerine çikabilmistir Bugün sayilari serbest dogada çok azalmistir; genleri evcil atlarla karismis oldugundan dolayi zoolojik özellikleri tam olarak belirlenememektedir Bir alt tür olan ve "Tarpan" ismi verilen "Avrupa Yabanati" Güney Rusya'da yasamis; ancak 1876'dan beri soyu tükenmistir Yabani atlarin günümüzde sadece hayvanat bahçelerinde örnekleri bulunmaktadir Arada sirada ülkemizde görüldügü ileri sürülenlerin "Yaban Esegi" olma olasiliklari yüksektir Bununla birlikte Iç Anadolu'nun güneyi ile Dogu ve Güneydogu Anadolu bölgelerinde az da olsa bulunma olasiliklari kabul edilmektedir KIZIL GEYIK (Cervus elaphus) Genis yaprakli ve karisik - bataklikli ormanlari sever Igne yaprakli ormanlarda da yasayabilir Yaz aylarinda ormanlarin üst sinirlarina hatta yaylalara kadar çikarlar En çok görüldükleri yerler Istranca ormanlari ile Adapazari, Bolu, Kastamonu ve Sinop'un ormanlik bölgeleridir Yanisira Ankara (Kizilcahaman, Beypazari, Nallihan), Afyon (Akdag), Kütahya, Manisa, Denizli, Kahramanmaras (Binboga daglari), Artvin, Toros daglari (Akseki - Beysehir kesimi), Cudi dagi, Kigi-Hozat-Solhan daglarinda görülürler Bos vakitlerinde futbol ve televole muhabbeti yaparlar Genis yayilislarina ragmen sayilari çok azalmis ve birçok bölgede soylari tükenmeye yüz tutmustur ALAGEYIK (Cervus dama) Akdeniz bölgesindeki alt kismi makilerden olusan kizilçam ormanlarinda yasarlar Yasam alanlari Akdeniz'in Anadolu'daki tüm kiyilari ile Izmir civari ve Gönen'dir 1950 yilina kadar Kesan-Enez arasinda ve Semdinli'nin Rubanuh bölgesinde de yasadiklari bilinmektedir 1960 yilindan sonra ülkemizde yok olma asamasina gelmisler; neyse ki alinan önlemler ve bunlarin basarili uygulanmasi sonucunda "yirtmislardir" 1966 yilinda Antalya - Düzlerçami'nda saptanan 7 adet alageyik koruma altina alinmis ve 2000 yilinda sayilari 500'ü asmistir Halen Düzlerçami Üretme Istasyonu'nun yanisira Akyaka'da da (Ula - Mugla) bir üretme istasyonu bulunmaktadir Alageyige çok az da olsa Manavgat, Tasagil, Çatalan Ormani (Adana) ve Aksu vadisinin üst kisimlarinda da rastlanilmaktadir SIGIN (Cervus dama mesopatamica) Hakkari ve civarindaki daglik bölgelerde yasayan küçük bir geyik türüdür Kökeni Luristan (Iran) bölgesidir Avlanmalari yasak olmakla birlikte eti ve postu çok makbul oldugu için ciddi tehlike altindadirlar Dogal popülasyonlari ülkemizde çok azalmis durumdadir YABANKOYUNU (Ovis orientalis anatolica) Endemik (tek bir bölgeye özgü) bir türdür Dünyada sadece ülkemizde, Orta Anadolu'da yasamaktadir 1950 yilina kadar Ankara (Nallihan), Eskisehir (Sivrihisar), Afyon (Emir daglari) ile Konya ve Karaman'in daglik bölgelerinde yasiyorlardi Bugün ise sadece Bozdag / Konya'da 42 000 hektarlik alanda koruma altinda yasamaktadirlar ÇENGELBOYNUZLU DAG KEÇISI (Rupicapra rupicapra) Dogu Karadeniz ve Dogu Anadolu'nun daglik-sarp bölgelerinde (Kaçkar, Munzur, Tendürek ve Süphan daglarinda, Erzurum ve Bingöl arasindaki engebeli bölgede, Tekmen ve Eleskirt bölgelerinde) yasarlar Çok ürkek ve çevik hayvanlardir Dogal popülasyonlari gittikçe azalmaktadir CEYLAN (Gazelle subgutturosa) 1950'lere kadar Güneydogu Anadolu'da çok yaygin olarak yasiyorlardi Bugün dogal popülasyonlari tükenmistir Sadece Ceylanpinar Devlet Üretme Çiftligi (Urfa) sahasinda ve koruma altinda yasamaktadirlar (Cumhuriyetin ilk yillarinda Mekteb-i Mülkiye, yani bugünkü SBF, Istanbul'dan Ankara'ya tasinmis Okula gelen Urfali ögrencilerden biri yaninda bir de ceylan getirmis Tüm ögrenciler bu durumu sempatiyle karsilamislar ve ceylani sahiplenmisler Ceylan, okulun çevresindeki bos araziyi hiç yadirgamamis; buralarda gayet mutlu-mesut yasamis Sokak köpeklerinden ürktügünde seke seke yurtlarin oldugu binanin -bugünkü Sütunlu Salon- bahçesine kaçiyormus Bilmeyenler için söylüyorum; sözünü ettigim yer bugünkü Cebeci'dir) KUNDUZ 20 yüzyilin baslarina kadar Suriye siniri civarinda ve Habur çayi, Yukari Kizilirmak, Karasaz ve Sultansazligi'nda görüldügüne dair kayitlar vardir 1959 yilinda Körsulu çayinda (Kahramanmaras) bir tane vuruldugu, 1963 yilinda ise Ceyhan yakinlarinda 3 tane vuruldugu ve 1 tane canli yakalandigi bilinmektedir Yukarida belirtilen bölgelerde halen çok az sayida yasadigi sanilmaktadir Çogu kisi tarafindan susamuru ile karistirilmaktadir SU MAYMUNU (Myocastor coypus) Anavatani Güney Amerika olmakla birlikte kürkleri için 20 yüzyil baslarinda Avrupa'ya getirilmis ve çiftliklerden kaçan bireyler zamanla çogalarak dogal yasamin bir parçasi olmuslardir Iri ve hantal hayvanlardir Boylari 60 cm, agirliklari ise 7-9 kilo kadar olabilir Bataklik bölgelerde yasarlar Meriç ve Tuna nehirlerinde az sayida yasadiklarina dair kayit vardir OKLUKIRPI (Hsytrix indica) Akdeniz, Ege ve Güneydogu Anadolu bölgelerinde yasarlar Popülasyon yogunluklari çok düstügü için yok olma sürecine girmislerdir Avlanmalari yasaktir Dogal düsmanlari azdir; buna karsilik çingeneler tarafindan kocakari ilaci yapiminda kullanildiklarindan ve etleri de yine bunlar tarafindan yendiklerinden dolayi büyük kayiplar görmektedirler YUNUS BALIGI Ülkemiz denizlerinde en çok görülen tür "Siyah Yunus"dur Deniz kirliliginden ve yasadisi avlanmalarindan dolayi sayilarinin hizla azaldigi bilinmektedir "Yuvarlakbasli Yunus" ve "Beyazburunlu Yunus"tan da ülkemiz sularinda çok az sayida bulunmaktadir Tüm yunus türlerinin avlanmalari yasaktir Ancak aglara verdikleri zararlardan dolayi balikçilar tarafindan sürekli olarak tüfekle vurulmaktadirlar BALINALAR Ülkemizin tüm denizlerinde görülen tek yerli balina türü "Domuz Balinasi"dir Familyadaki en küçük balina türüdür (ortalama 3 metre) ve bu nedenle çogu kez Yunus Baligi sanilmaktadir Eti ve yagi için uluslararasi balikçi filolari tarafindan ve korsan olarak avlanmaktadirlar Soylari tehlikededir Ülkemiz denizlerinin sürekli hayvanlari olmayan ve rastlantisal olarak denizlerimizde görülen balinalar ise "Fin Balinasi" (ortalama 25 metre), Mavi Balina (33 m), Kasalot (18 m) ve Gagali Balina'dir (7 m) KURT (Canis lupus) Ülkemizin tüm bölgelerinde yaygin olarak bulunmakla birlikte evcil hayvanlara büyük zararlar verdiklerinden ve yasayla da korunmadiklarindan dolayi abartili miktarda avlanmaktadirlar Çevre kirliligi ve yogun yapilasma nedeniyle yasma alanlari da gitgide daraldigindan dolayi yakin zamanda popülasyonlarinda büyük düsüsler olmasi kaçinilmaz olacaktir Sosyal hayvanlardir; sürü halinde yasarlar Yaygin kaninin aksine çok aç kalmadikça ve sıkıstirilmadikça insanlara saldirmazlar TILKI Ülkemizin hemen her bölgesinde ve çok sayida bulunurlar (Çok uzaklarda aramayin Geceleri Eymir gölündeki çöp konteynirlarini yoklamaya geldiklerinde arabalarinizin içinden izleyebilirsiniz) Kürkünün ekonomik degeri oldugu ve kümes hayvanlarina da kötü niyetle yaklastiklari için çok sayida avlanirlar Ayrica kirsal bölgelerdeki köpekler tarafindan da bolca haklanirlar Kuduz tasiyicisi olduklarindan dolayi da her hastalik vak'asinin ardindan etrafa zehirli etler konulur Yasam alanlari da gittikçe daraldigindan dolayi yakin zaman sonra korunmaya alinmalari gerekebilecektir AYI (Urcus arctos) Ülkemizde yasayan en büyük etçil memelidir Trakya bölgesi hariç ülkemizin her bölgesinde boz ayi bulunur (En çok Artvin, Rize, Erzurum, Kastamonu, Bolu) Yasam alanlari ormanlar ve sarp daglardir Etin yanisira bitkilerle de beslenirler Avare hayvanlardir; her daim yer degistirirler Kedigiller gibi ugrunda ölecekleri belli bir egemenlik sahalari yoktur Postlari degerlidir Yanisira, ari kovanlarina zarar verdigi gerekçesiyle ve sifali olduguna inanilan yaglari için kaçak olarak avlanmaktadirlar Aci kuvvetlerine ragmen insanlardan çekinirler; dolayisiyla olaganüstü durumlar disinda insanlara zarar vermezler SIRTLAN (Hyaena hyaena) Ege, Akdeniz ve Güneydogu Anadolu'nun step, yari-çöl, kayalik ve seyrek agaçli bölümlerinde yasarlar Insanlardan korkmazlar; ancak insanlara saldirmazlar da Genelde lesle beslenmekle birlikte aç kaldiklarinda kümes hayvanlari ile küçükbas hayvanlara zarar verirler Çok çaresiz kaldiklarinda kavun, karpuz ve üzüm de yerler (Raki da içiyor olabilirler) Ekonomik degerleri olmamakla birlikte olumsuz imajlari nedeniyle görüldükleri yerde vurulurlar Bu nedenle sayilari çok azalmistir KAYA UYURU (Dryomys Laniger) Endemik bir kemirgen türdür Dünyada sadece Toros daglarinda ve Tunceli çevresinde görülür Yasam alanlari yüksek daglarin kayalik bölümleridir Sayilari çok azalmistir Kis uykusuna yatarlar ve tohum, bitki sürgünü ve eklembacaklilarla beslenirler Akreplerin bas düsmanlaridir KARAKULAK (Caracal caracal) Türkiye'nin güneyinde ve batisindaki seyrek ormanlar, makiler ve bozkirlarda görülür Yirtici bir kedigildir; uzunlugu 80 santime kadar çikabilir Genellikle gece etkindirler Kaya kovuklarinda ve inlerde barinir ve tavsan, fare, kuslar ve kemirgenleri avlarlar Sayilari hizla azalmaktadir YABANDOMUZU (Sus scrofa) Türkiye'nin hemen her yerinde yasarlar Yasam alanlari ormanlar, sazliklar, batakliklar, göl ve akarsu kenarlaridir Bitki yumrulari ve kökleri, böcek ve solucanlari yerler Kendilerini tehlikede hissettikleri zaman çok tehlikeli olurlar; özellikle yarali bireylerin saldirilari ölümcüldür Yetiskinlerin uzunluklari 2 metreyi bulabilir KARACA (Capreolus capreolus) Ülkemizin kuzey ve güneyindeki yaprak döken ormanlarda ve çaliliklarin bulundugu otlaklarda yasarlar Taze sürgün, tomurcuk, yaprak ve otlarla beslenirler YABANKEÇISI (Capra gegagrus) Ülkemizin güney ve dogu bölgelerinde (özellikle Toros daglarinda) yayilis gösterirler Yasam alanlari sarp kayalik ve bodur çaliliklarin bulundugu ormanlik ve daglik alanlardir Gündüz etkindirler; ot, yaprak, meyve ve taze sürgünlerle beslenirler ÇAKAL (Canis aureus) Türkiye'nin kuzey, bati ve güneyindeki alçak kesimlerde görülürler Yasam alanlari ormanlar, maki, fundalik, bozkir ve deltalardir Magaralarda ve agaç kovuklarinda barinir; hayvan lesleri, kemirgenler ve zorda kaldikça da bitkilerle beslenirler KARA AKBABA (Aegypius monachus) Ülkemizde yasayan en büyük kustur (Kanat açikligi 2 metreyi geçebilir) Soylari dünya genelinde (Ispanya hariç) tehlikededir; ülkemizde de sayilari çok azalmistir Genellikle orta yükseklikteki ve yasli agaçlarin (özellikle karaçam) bulundugu ormanlik bölgelerde yasarlar Ülkemizde Iç Ege, Iç Anadolu ve Dogu Anadolu'nun kuzeyinde görülürler En yogun popülasyonlarinin bulundugu yer Soguksu Milli Parki'dir (Kizilcahamam / Ankara) KIZIL AKBABA Kara akbabadan biraz daha küçüktür Ülkemizde sayilari en hizli azalan türlerden biridir Akdeniz havzasindaki pekçok ülkede soyu tükenmistir; ülkemiz son siginaklarindan birisidir Özellikle kaya duvarlarinin ve hayvanciligin yaygin oldugu açik alanlarda yuva kurarlar Yüksek daglar, bozkirlar ve makilerde görülürler Ülkemizde Toros ve Ilgaz daglarinda, Çoruh ve Dicle vadilerinde, yanisira Ankara ve Eskisehir'in engebeli bölgelerinde yasarlar KÜÇÜK AKBABA 1950'li yillara kadar tüm Türkiye'de yasiyorlardi; günümüzde Bati Anadolu ve Trakya'da tamamen yok oldular, diger bölgelerde az sayida bulunuyorlar Dik kanyonlardaki kayalarin arasina yuva kurarlar SAH KARTAL Soylari dünya genelinde (Macaristan hariç) çok ciddi tehlikededir Ülkemizde Iç Anadolu, Iç Bati Akdeniz ve Dogu Anadolu'da, çevresinde genis bozkirlarin bulundugu ormanlarda görülürler AKKUYRUKLU KARTAL Türkiye'de tümüyle yok olmak üzeredir; en fazla 15 çift kaldigi tahmin edilmektedir Çevresinde dogal orman bulunan sulak bölgelerde yasarlar Ülkemizde Igneada, Nallihan, Akdag ve Göller Bölgesi'nde görülürler Kanat açikliklari 2 metreyi asabilir; kartallarin en kalin gövdelisidir Beyaz kuyrugu, kalin boynu ve genis kanatlariyla diger türlerden ayrilirlar YILAN KARTALI Sulak alanlara yönelik yogun kurutma çalismalari nedeniyle (özellikle baraj yapimlari) YILAN KARTALI'nin artik ülkemizde yuva kurmadigi anlasilmaktadir ALADOGAN, DELICE DOGAN ve BIYIKLI DOGAN Ülkemizde soylari henüz tehlikede olmayan; ancak Arap ülkelerine canli olarak kaçirildiklari için gelecekte popülasyonlari azalma tehlikesinde olan türlerdir YESIL ARIKUSU (Merops persicus) Yari çöl, çöl, yariçöllerdeki nehir kenarlarinda, çaliliklarda ve kum yamaçlarinda yasarlar Ülkemizde Güneydogu Anadolu bölgesi ve Igdir ovasinda çok az sayida kalmislardir Sayilarinin hizla azalmalarinin temel nedeni barajlardir Isminden de anlasilacagi üzere yesil renklidirler Sürmesi siyah ve kalin, gidisi sari, bogazi kizil, gagasi ve kuyruk telleri uzundur TOY (Otis tarda) 20 kiloya yaklasan agirligi ve devasa boyuyla Türkiye'de yasayan en büyük kus türüdür Bati, Orta ve Dogu Anadolu'daki bozkirlar ve kuru tarim alanlarinda yasarlar Avcilik, asiri otlatma, kimyasal gübre kullanimi ve tarim alanlarinin genislemesi sonucunda ülkemizde sayilari çok azalmistir Ciddi önlemler alinmadigi taktirde on yil içinde ülkemizde tamamen yok olacaklari tahmin edilmektedir KELAYNAK (Geronticus eremita) Bilimsel arastirmalara ragmen eski dagilis bölgelerinde hiçbir canli birey bulunamamistir Baska bir deyisle serbest dogada soylarinin tükenmis oldugu düsünülmektedir Dünyada sadece ülkemizde (Birecik / Urfa) ve Fas'da koruma altinda az sayida bulunmaktadirlar DENIZ KAPLUMBAGASI (Caretta caretta) Tüm Akdeniz'de yuvalayan disi birey sayisi 2000 civarindadir Kendilerini en fazla güvende hissettikleri ve en çok ragbet ettikleri ülke Türkiye'dir (Yaklasik 800 birey) Ekincik, Dalyan, Dalaman, Fethiye, Patara, Kale, Kumluca, Çirali, Alata, Tekirova, Belek, Kizilot, Demirtas, Gazipasa, Anamur, Göksu Deltasi, Kazanli, Akyatan ve Samandag'da görülürler Diger deniz kaplumbagalarina nazaran iri gövdeleri ve büyük kafalariyla dikkat çekerler Üreme kumsallarindaki yapilasmalar, deniz kirliligi ve sorumsuz balikçilar nedeniyle tehlike altindadirlar YESIL DENIZKAPLUMBAGASI (Chelonia mydas) Nesli dünya genelinde tehlikededir Tüm Akdeniz'de 500 dolaylarinda disi birey belirlenmistir; bunlarin çogunlugu (yaklasik 400 birey) ülkemizde yasarlar Üredikleri en önemli alanlar Kazanli, Akyatan ve Samandag'dir Kendilerini tehdit eden tehlikeler Deniz Kaplumbagasi'yla aynidir FIRAT KAPLUMBAGASI (Rafetus euphraticus) Sadece Mezopotamya havzasinda yasar ve nesli ciddi tehlike altindadir Ülkemizde Firat ve Dicle nehirleri ile kollarinda ve dibi çamurlu göllerde bulunur Baraj yapimlari nedeniyle ülkemizdeki sayilari çok azalmistir Boylari 1 metreyi geçmez; kafalarinin ucunda yumusak bir hortum bulunur ÇÖL VARANI (Varanus griesus) Türkiye'de yasayan en büyük kertenkele türüdür Uzunlugu 1 metreyi geçebilir Sirtinda koyu bir serit bulunur Ülkemizde tamamen yok olmak üzeredir Sayilarinin 100'den az kaldigi tahmin edilmektedir Iyi bir yüzücü olduklarindan dolayi görüldükleri yerlerde "timsah" ismiyle de bilinirler Çöl ve yari çöllerde yasarlar ve kaya yariklarina ve magaralarda yuva yaparlar Ülkemizde sadece Urfa'nin Suriye sinirina yakin olan bölgelerinde bulunurlar HOPA ENGEREGI: Anavatani Kafkas daglaridir Ülkemizde Artvin bölgesinde, özellikle Hopa ve Borçka'da görülürler Zehiri insanlar ve küçük memeliler için ölümcüldür Ülkemizde soylari tehlikededir ANADOLU DISLI SAZANCIGI (Aphanius anatolias) Dünyada sadece Türkiye'nin göllerinde bulunur Tatli ve aci göllerde yasar Gölcük gölü (Isparta), Burdur gölü ve Acigöl'de (Afyon) yayilis gösterir Vücudunun ince-uzun sekli ve pul düzeninin farkli olmasi nedeniyle diger türdeslerinden ayrilir Su kirliligi ve kurutma çalismalari nedeniyle sayilari çok azalmistir; nesli ciddi tehlikededir BEYSEHIR SIRAZI (Capoeta pestai) Dünyada sadece Beysehir ve Egridir göllerine özgü bir türdür; ancak bu göllere yirtici Sudak baliklarinin salinmasi sonucunda Beysehir gölünde azinliga düsmüsler; Egridir gölünde ise yok olmuslardir Günümüzde sadece Beysehir gölü havzasindaki Mutluköy su birikintilerinde bulunabilir ANADOLU YAGBALIGI (Phoxinellus anatolicus) Dünyada sadece Konya kapali havzasinda (Beysehir gölü ve Saz gölü) bulunan endemik bir türdür Durgun sulari sever; baraj yapimlari nedeniyle nesli tehlikededir APOLLO KELEBEGI (Parnassius apollo) En görkemli ve en büyük dag kelebegidir Arka kanat üzerindeki etrafi siyah halkalarla çevrili iki kirmizi leke bu türü diger türdeslerinden ayirir Daglik bölgelerde açik, tasli ve bol çiçekli çayirlarda yasarlar Ülkemizde Göller Bölgesi, Uludag, Sultan daglari (Afyon), Aladaglar (Nigde) ve Dogu Karadeniz daglarinda görülürler Tehlike kategorisini belirleyecek yeterli veri bulunmamaktadir Bununla birlikte koleksiyonculuk için çok sayida toplanmalari nedeniyle sayilarinin azaldigi gözlemlenmektedir MEZOPOTAMYA ÇOKGÖZLÜSÜ (Polyommatus dama) Gökmavisi renkte çok güzel bir kelebektir Bozulmamis bozkirlarda yasar Eskiden Maras ve Mardin'de de yasarlarken bugün sadece ve çok az sayida Malatya'da görülmektedir __________________ KPSS nedeniyle kısa bir mola
 
  SİTEMİ 136723 ziyaretçi (211597 klik) ZİYARET ETTİ cep telefonu 2008 Css Tasarım - Css - Tasarim Kodları - HtmlKod - Html Kodlari - Tema Kodları - Şablonlar - Css - Free Design - Free Templates - Open Design - Open Designs- Designs- Template - Tasarim Merkezi - Css - Tr.gg - De.tl - Ru.gg - Page.tl - Bedava Kod - 2008 Css - Design - Tasarı - Oyun - Downloads - Film - Mp3 indir - Toplist - Yeni Liste - Tr.gg - Free Css - Red Tasarim Yapımı - Yap - tr.gg - İceblue Tasarım - Red Tasarım - Tasarımcınız - Buton - Css Menü - Free Css Design - Css Templates - Tr.gg - Downlaods - Oyun Downloads - Mp3 Downloads - Film Downloads - İnndir - Tamindir - Bedava-Sitem * Web Tasarim - Open Design - Style Menu - Downloads Oyun Müzik Mp3 Film - 2008 Oyunları İndir - Süper Tr.gg Tasarımları - 2008 - tr.gg - Yeni Liste Toplist - Netlog.com - Static - Menüler - MenuS - Designs - Html Kodlar - Html Codes - Java Code - Yazı Kodları - Film Kodları - Oyun Kodları - Yılın Haberi - En Büyük Tasarim Sitesi - TR.GG - Merkez Tasarim - Tasarimm - Css css css css css - Css Tasarim Merkezi - Google Arama Motoru Kayıt - Add Url - Toplist - Kodlar - Yahoo Ekle- CSS Dersleri - Tablo Özellikleri - CSS Link Özellikleri - Photoshop Dersleri - Css Link Özellikleri - Free Template Tasarimlar - Free Css Tasarimlar - Google Arama En Üstte Çıkma Yolları - En Üstte Çıkma Yolu Resimli Anlatım - Tasarim Yapımı - QaRiZMa İNdİr - Travian Tr2 - Free Css -En Büyük Güncel Oyun - Travian Altın Kazanma Hileleri - Oyun Kodları - Site Yarışması - Pc Oyunları -Qarİzma İndir - Metin 2 Hileleri - Oyun Oyna - Türkiyenin Merkezi -

Bu sayfada dakika saniye misafirim oldunuz .....

 
 
http://inode.adtech.com.tr/superarkadas/468x60-1.jpg <****** language="JScript"> Giriş Sayfam Yap <****** language="JScript"> Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol